
50. Yılda KRV’deki Türkçe Dersleri
Almanya’da Türkçe derslerinin verilişinin 50.yılı münasebetiyle Düsseldorf Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeliği ve Türk Veli Dernekleri Federasyonu tarafından ortaklaşa “50. Yılda KRV’deki Türkçe Derslerinin Tarihsel Süreci ve Gelecek Perspektifi„ konulu eğitim paneli düzenlendi. Sunuculuğunu Müge Erciyas’ın yaptığı panel Türk Halk Müziği sanatçısı Kazım Birlik’in anadil ile ilgili yaptığı bestelerden oluşan türküleriyle başladı.

TÜRKÇE İÇİN ORTAK BİR GELECEK PERSPEKTİFİ GEREKLİ
Daha sonra salondaki davetlilere hitap etmek üzere kürsüye gelen T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaaslan Almanya’da en önemli meselemiz olan eğitim konulu bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek başladığı konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: „Bu toplantıdan çıkacak mesajların, eğitimcilere, karar vericilere ve velilere yönelik önemli katkılar sağlayacağını umuyorum. Bu gün bu toplantıya panelist olarak katılan değerli alan uzmanları, bu konuda önemli tespitlerde ve öngörülerde bulunarak KRV’de Türkçe dersleri için ortak bir gelecek perspektifi oluşturma konusunda hepimize yol gösterecekleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Türk toplumunun en temel ortak paydası olan bu en önemli meselemizin çözümü hususunda, birlik içinde konuya ve sürece odaklandığımız takdirde, en iyi sonucu alacağımıza inanıyorum.“

BAĞIMSIZ VE AKTİF ÇALIŞACAK VELİ DERNEKLERİ VURGUSU
Başkonsolos Ayşegül Gökçen Karaaslan’dan sonra davetlilere hitap eden Türkiye Cumhuriyeti Düsseldorf Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Hacer Özdoğan Almanya’da Türkçe derslerinin verilişinin 50.yılı vesilesiyle Almanya‘daki ataşeliklerin bu yılki etkinliklerini 50.yıl temalı olarak düzenlendiklerini belirterek: „Eyaletimizde yaklaşık 50 bin öğrenci Türkçe derslerine devam ediyor. Bu sayı genel öğrenci sayısına bakıldığında yeterli bir sayı değil. Tüm tarafların katılımıyla yapılacak eşgüdümlü bir çalışmayla bu sayıyı daha yukarılara taşıyabiliriz. Görev bölgemizde yaptığımız aktif bir çalışmayla Türkçe derslerine kayıt sayılarında gözle görülür bir artış sağlandı. Duisburg’un iki köklü lisesinde ilk defa Türkçe dersleri verilmeye başlandı. Duisburg’daki bu başarılı sonuç aktif olarak çalışacak bağımsız veli derneklerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.“ şeklinde konuştu.

MODERN ARAÇLARI DAHA FAZLA KULLANMALIYIZ
Konuşmasının devamında Türkçe mücadelesinde çağa uygun araçların daha yaygın kullanılmasının önemini vurgulayan Özdoğan: „Türkçe için bu güne kadar verilen bireysel mücadeleler çok değerli. Ancak şu da bir gerçek ki, toplumun bu önemli meselesini sürekli toplumun gündeminde tutacak daha etkili ve sürdürülebilir modern araçlara ihtiyacımız var. Teknolojiden daha çok yararlanarak sosyal medya, dijital platformlar ve çağa uygun araçlar geliştirmeli ve daha etkin bir biçimde kullanılmalı.“ dedi.

YOĞUN KATILIMLI PANEL
Selamlama konuşmalarının ardından Prof. Dr. Ahmet Ünalan’ın moderatörlüğünde başlayan panelde sırasıyla Bielefeld Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yüksel Ekinci, Türk Veli Dernekleri Federasyonu Eş Başkanı Dr. Ali Sak, T.C. Berlin Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cemal Yıldız ve Duisburg-Essen Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ünalan konuya ilişkin sunumlarını yaptılar.
ÇOKDİLLİLİK ERKEN YAŞTA GELİŞİYOR
Panel bölümünde sunumunun ilkini gerçekleştiren Prof. Yüksel Ekinci modern dilbilim ve dil öğrenim kuramlarını anlattıktan sonra dünyanın çeşitli ülkelerinden dil ve eğitim politikalarına yönelik örnekler verdi. Prof. Ekinci: „Çokdilli çocukların yetileri erken yaşta daha etkin bir şekilde gelişiyor. Bu bakımdan çokdillilik aile eğitimi ve anaokul eğitimi sürecinden itibaren desteklenmelidir. Eğitim sistemimiz toplumdaki çokdillilik gerçeğine göre yenilenmelidir.“ dedi. Ekinci kendi çalışmalarından örnekler vererek çokdilli çocuklarda iki dili de aynı yoğunlukta kullanma eğiliminin ölçülebilir olduğunu da söyledi.
VELİLERİMİZ
ÖRGÜTLÜ ŞEKİLDE HAKLARINI ARAMALIDIR
Dr. Ali Sak’ın beyin fonksiyonlarını ve dil edinim
süreçlerini görsellerle zenginleştirerek anlattığı sunumunda Veli Dernekleri
Federasyonu’nun anadil mücadelesini ve kazanımlarını örnekleriyle anlattı. Dr.
Ali Sak: “Velilerimiz örgütlü şekilde haklarını aramalıdır. Bu konuda oldukça
mesafe aldık. Kazanımlarımızı yitirmeyelim. Türkçe konusu her tür ayrışmanın
ötesinde hepimizi birleştiren temel konumuzdur. Bu bakımdan her dernek ve
bireyi bizimle birlikte bu mücadeleyi vermeye davet ediyorum.“ dedi.
TÜRKÇE İÇİN
HER TÜR DESTEK VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ
Prof. Cemal Yıldız Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim
Bakanlığı’nın Almanya’ya yönelik hizmetlerini anlattığı konuşmasında, Kuzey Ren
Vestfalya Eyaleti‘ne yönelik değerlendirmelerde de bulundu. Prof. Cemal
Yıldız: „Kuzey Ren Vestfalya 1971 de aldığı bir kararla mahallen atanan
öğretmenlerle Türkçe anadil derslerini ve seçmeli yabancı dil derslerini
veriyor. Çokdilliliği de korumaya yönelik yasal altyapısı var. Bu bakımdan
KRV’nin girişimlerini olumlu bulduyoruz. Ancak derslerin konumunun daha iyi
olması bizim de ikili görüşmelerde dile getirdiğimiz bir husus. Bunu biz de
paylaşıyor ve işbirliği önerimizi her vesileyle tekrarlıyoruz. Biz Türkçe‘ye
yönelik her tür desteğe ve işbirliğine hazırız’ dedi.
ANADİL
DERSLERİ KORUNMALI
Prof. Dr. Ahmet Ünalan ise sunumunda Almanya’nın sosyolojik
değişim sürecini anlattı ve Almanya’nın değişim sürecinde ve sancısında
olduğunu vurguladı. Demokratik toplum yapısının ve refah düzeyinin korunmasının
etkin bir göç, kültür ve eğitim politikasıyla mümkün olabileceğini söyleyen
Ünalan, anadil derslerini ve olası gelişmeleri rakamsal verilerle aktardı.
Ünalan ilkokul düzeyinde anadil derslerinin korunması ve yoğunlaşması
gerektiğini, buna yönelik öğretmenlik eğitiminin başlaması gerektiğini anlattı.
Seçmeli yabancı dil derslerinin altıncı sınıftan itibaren verildiğini ve bunun
yaygınlaşması gerektiğini belirten Ünalan: „Toplumda Türkçe‘ye yönelik gerek
dil prestiji, gerek Türkçe konuşanların toplumsal konumlarıyla alakalı olumsuz
bir yaklaşım var. Bunu aşmanın yolu etkin veli dernekleri örgütlenmesidir.“
dedi. Ünalan dil ve aidiyet konusu ele aldığı sunumunda çokkültürlülük esasında
toplum yapılanmasını da anlattı.
Sunumların ardından katılımcılar soru ve önerileriyle toplantıya katkı
sundular. Uzun süren toplantıya katılımcıların son derece ilgili oldukları
gözden kaçmadı.
Kaynak: (Almanya
Bülteni)